Kalp ve damar cerrahisi, kalp ve damarları içeren ameliyatları konu alır. Kalp Cerrahisinin tarihsel geçmişi Dünya da 150 yıllıktır. İlk olarak Ludwig Reh, bir kalp yaralanmasında miyokardı dikerek hastayı yaşatan ilk cerrah olmuştur.
1896’da gerçekleştirilen bu ameliyat kalp cerrahisinin başlangıcı olarak kabul edilir. Kalp damar cerrahisi, son yıllarda oldukça hızlı bir şekilde gelişim göstermiştir. Özellikle kalp-akciğer makinalarının Dr. John Heysham Gibbon ve eşi Mary Gibbon tarafından ortaya çıkmasıyla birlikte, 1953 yılında ilk kez denenmesiyle tüm Dünyada cerrahi olarak bir çağ aşıp, kalp damar cerrahisine oldukça büyük katkıları olmuştur. Son yirmi yıldır da gelişen teknolojiler sayesinde kalp damar cerrahisi ameliyat teknikleri belirlenmiş ve kalp damar cerrahisi ameliyatları artık düşük komplikasyon riskiyle, başarılı operasyonları gerçekleştirmektedir.
Robotik cerrahinin ilerlemesiyle ameliyatlar artık çok daha kolay ve başarılıdır. Ayrıca minimal invaziv dediğimiz; karın ön duvarında açılan 0,5-1 cm’lik kesilerden yerleştirilen kamera ve el aletleriyle yapılan cerrahi oldukça küçük kesilerle gerçekleştirilmektedir. Bu sayede hastanın daha çabuk iyileşmesi sağlandığı gibi bazı ameliyatlarda da daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Bunun yanı sıra kalp damar cerrahisinde gelişen bir yöntemde; kalbi durdurmadan artık çalışan kalbe koroner bypass ameliyatı gerçekleştirilmesidir. Bu yöntem kullanılarak; riskler en aza inerken, hastanın çok daha hızlı iyileşmesi sağlatılıyor. Tüm bu ameliyatsal ve teknik gelişmeler kalp damar cerrahisi hastaları için ameliyat sonrası enfeksiyon risklerini azaltıp, bakımlarının da daha iyi olmasını sağlamıştır.