Yeni

Son Haberler

Varis Hastalığı belirtileri nelerdir?

Varis birtoplardamar hastalığıdır. Toplardamarlarda bulunan kapak sistemlerinin çalışmaması ya da bozulmasına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Kapaklarda bozulmaya bağlı olarak toplardamarlardaki kan kalbe ulaştırılamaz. Kalbe ulaştırılamayan kan yavaş yavaş bacakta toplardamarlarda ya da kılcal damarlarda genişlemelere yol açar ve gözle görülebilir parmaksı şeklinde, farklı farklı renklerde damar şişkinliklerine yol açabilirler.

Genel olarak varis için toplardamar genişlemesi diyebiliriz.

Damarsal hastalıklar arasında sıkça görülen bir hastalıktır. Varis hastalığının tehlikeli ya da tehlikesiz olduğunu hastalığın sebebinin toplardamar genişlemesi mi kılcal damar sorunu mu olduğuyla anlayabiliriz. Varis hastalığı genellikle şiddetli bacak ağrılarıyla kendini gösterir. Varisler bazı vakalarda gözle görülebilir. Hasta genel bir estetik kaygısıyla da gelebilirken, bazı durumlarda gözle görünebilir bir belirti olmadan hasta ayakta durmakla artan bir ağrıdan bahsedebilir. Hasta, yürüdüğünde bir sıkıntı olmadığını ancak ayakta durduğunda bacaklarında bir dolgunluk, huzursuz bacak yakınması, bacaklarda yanma, bacaklarda sızlama, bacaklarda kramplar gibi ifadelerle kendini anlatabilir.

Varis başlangıcında belirgin kramp görülmez özellikle geceleri yatıldığında hareketsiz kalındığında daha sık aralıklar ile kramp sorunu yaşanıyorsa muhtemelen varisin ilerlediği düşünülebilir. Bunun yanı sıra bacaklarda özellikle varisin bulunduğu bölgelerde, bölgesel kaşıntılar meydana gelebilir. Ayrıca varis hastalığında bacaklarda biriken kirli kandan dolayı bacaklarda uyuşukluk hissinin yaşanması sıklıkla görülür.

Kalp Cerrahisi Sonrası Bakım Nasıl Olmalıdır

Kalp Damar Cerrahisi Sonrası Bakım

Kalp damar cerrahisi müdahalesinin başarısı, yapılan operasyonun komplikasyonsuz,  iyi geçmesinin yanı sıra hastanın ameliyat sonrası bakımlarının da eksiksiz tamamlanmasıyla bir bütündür. Tüm dünyada yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında Kalp damar sağlığı hastalıkları birincil sırada yer almaktadır. Bu sebepten kalp damar cerrahisi hastalıklarıyla ne derece sıklıkla karşılaşıldığını ve hastalığın seyrinin, tedavi yöntemlerinin genel olarak bizler için ne kadar önemli olduğunus öylememize gerek yoktur.

Kalp hastalıklarında tedavi için birçok farklı yöntem uygulanırken aynı durum yapılan cerrahi müdahaleler içinde geçerlidir. Her hastalık kendine has tedavi, müdahale durumlarını içinde barındırır. Bir cerrahi müdahalenin başarısı operasyon sonrası bakımla tamamlanır. Doktorunuz ne kadar başarılı bir operasyon yapsa da, hasta bakımı sırasında yapılan bir aksaklık hastanın kötüleşmesine sebebiyet verebilir. Bu yüzden cerrahi sonrası iyileşme süreci ve akabinde hastanın kaliteli yaşamı tedavi sürecini oluşturur. Bu demek oluyor ki hastanede iyileşme sürecinden sonra hastanın kendisine nasıl baktığı da oldukça önemli.

Öncelikle, oluşabilecek hazımsızlık belirtilerini önlemek için sık sık ve yeterli miktarda yemek yenmelidir. Eğer doktorunuz uygun görüyorsa ameliyattan sonra bir diyetisyene başvurup “kardiyak diyet programı” uygulaya bilirsiniz. Bunun için Beslenme Uzmanı Gediz Us sizin için elinden geleni yapacaktır. Beslenme konsultasyonundan sonra diyet programınızı oluşturmanız gerekmektedir. Yemeklerden sonra doktorunuz uygun görüyorsa kısa yürüyüşler yapılmalıdır. Doktorunuzun verdiği ilaçlar uygun dozda ve uygun zamanda doğru bir şekilde alınmalıdır. Bazı durumlarda doktorunuz ilacın ömür boyunca kullanılmasını söylüyorsa bu konuda hassas davranıp ilacınızı kullanmalısınız.

Ameliyat sonrası kontroller ihmal edilmemelidir. Hastanın sigara kullanımı söz konusuysa hemen sigarayı bırakmalıdır. Aksi takdirde bazı durumlarda hastalık seyredip daha kötü sonuçlara sebebiyet verebilir. İyileşme sürecinde yaşadığınız tüm olumsuzlukları doktorunuzla paylaşmalı ve onun önerilerini dikkate almalısınız. Unutmayınız ki, hastalığınızın iyileşme süreci doktorunuzun başarısı kadar sizin de başarınızdır. Bu bir ekip işidir. Bu sebeple ihtisasına güvendiğiniz, alanında başarılı ve size özverili davranacağını bildiğiniz bir doktor seçmelisiniz. Kendinizi güvende hissetmeniz çok önemlidir.

Kalp Damar Cerrahisinde Yeni Bypass Dönemi

Kalp damar cerrahisinde bypass ameliyatları artık çalışan kalpte gerçekleştiriliyor. Bu ameliyat yöntemi hem hasta konforu için oldukça iyi hem de sonrasında oluşabilecek komplikasyonları önler nitelikte. Normalde bypass ameliyatları sırasında kalp durduruluyor, akciğerler söndürülüyor, bu sırada da kalp akciğer pompası denen sisteme bağlanarak operasyon gerçekleştiriliyor. Hem vücut kanının oksijenlenmesi hem de vücuda kalp-akciğer makinesi tarafından pompalanması doğal olmayan bir dolaşım yaratır. Bu durum hem kalpte hem de beyin, akciğer, böbrek gibi organlarda önemli sayılabilecek fonksiyon bozuklukları yaratabilir. Bu fonksiyon kayıpları, sağlam bir hastada önem taşımasa da, özellikle kalp, akciğer, böbrek fonksiyonları ameliyat öncesinde de iyi durumda olmayan hastalarda, önemli ve hayati tehdit yaratan komplikasyonlar oluşturabilmektedir.

Kalp ve damar cerrahisi ameliyatları her geçen gün yeni teknoloji ve tetkikleri kullanarak kendini ve yaptığı ameliyatların başarısını arttırmıştır. Bunun bir örneği de çalışan kalbe bypass ameliyatıdır. Çalışan kalpte bypass yönteminde ise, kalp akciğer pompası kullanılmıyor. Damarın olduğu bölge sabitlenerek bypass ameliyatı gerçekleştiriliyor. Kalp durdurulmadığı için çalışan kalpte bypass’ta emboli riski daha düşük olur ve akciğer, böbrek gibi hayati organlar operasyondan daha az etkilenirler.

Kalbi durdurmadan bypass yöntemi, özellikle kalp gücü zayıflamış yüksek riskli hasta grubu için tercih edilen bir yöntem olarak gündeme girmiştir ve yüksek risk altındaki kalp ameliyatlarında bu yöntemde başarılı sonuçlar alınmıştır. Ancak her durumda çalışan kalbe bypass uygulanamaz. Eğer hastanın aort kapağı, mitral kapağı ya da aort damarına müdahale edilecekse kalp-akciğer pompasının kullanımı gereklidir. Hangi durumda nasıl bir yöntem uygulanacağını doktorunuz karar vermelidir. Kalp damar cerrahisi operasyonları ciddi bir uzmanlık ve tecrübe isteyen operasyonlardır. Yanlış yapılan bir müdahale çeşitli komplikasyonlara yol açabileceği gibi hastayı ölümcül boyutlara da götürebilir.

Bu yüzden sağlığınızı ciddiye alıp, güvendiğiniz bir doktora başvurmalısınız.

KALP DAMAR CERRAHİSİNİN ZAMANLA GELİŞMESİ

Kalp ve damar cerrahisi, kalp ve damarları içeren ameliyatları konu alır. Kalp Cerrahisinin tarihsel geçmişi Dünya da 150 yıllıktır. İlk olarak Ludwig Reh, bir kalp yaralanmasında miyokardı dikerek hastayı yaşatan ilk cerrah olmuştur.

1896’da gerçekleştirilen bu ameliyat kalp cerrahisinin başlangıcı olarak kabul edilir. Kalp damar cerrahisi, son yıllarda oldukça hızlı bir şekilde gelişim göstermiştir. Özellikle kalp-akciğer makinalarının Dr. John Heysham Gibbon ve eşi Mary Gibbon tarafından ortaya çıkmasıyla birlikte, 1953 yılında ilk kez denenmesiyle tüm Dünyada cerrahi olarak bir çağ aşıp, kalp damar cerrahisine oldukça büyük katkıları olmuştur. Son yirmi yıldır da gelişen teknolojiler sayesinde kalp damar cerrahisi ameliyat teknikleri belirlenmiş ve kalp damar cerrahisi ameliyatları artık düşük komplikasyon riskiyle, başarılı operasyonları gerçekleştirmektedir.

Robotik cerrahinin ilerlemesiyle ameliyatlar artık çok daha kolay ve başarılıdır. Ayrıca minimal invaziv dediğimiz; karın ön duvarında açılan 0,5-1 cm’lik kesilerden yerleştirilen kamera ve el aletleriyle yapılan cerrahi oldukça küçük kesilerle gerçekleştirilmektedir. Bu sayede hastanın daha çabuk iyileşmesi sağlandığı gibi bazı ameliyatlarda da daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Bunun yanı sıra kalp damar cerrahisinde gelişen bir yöntemde; kalbi durdurmadan artık çalışan kalbe koroner bypass ameliyatı gerçekleştirilmesidir. Bu yöntem kullanılarak; riskler en aza inerken, hastanın çok daha hızlı iyileşmesi sağlatılıyor. Tüm bu ameliyatsal ve teknik gelişmeler kalp damar cerrahisi hastaları için ameliyat sonrası enfeksiyon risklerini azaltıp, bakımlarının da daha iyi olmasını sağlamıştır.

Varis Ameliyatı

Varis toplardamarların deri altında genişlemesi sonucu genellikle bacaklarda görülen bir rahatsızlıktır. Başlangıçta damarların genişlemesi sonucu şişliklere sebep olan varis ilerleyen boyutta damar çatlamalarına sebep olabilir. İlk başlarda sadece görüntü rahatsızlığı yaratsa da ileriki yıllarda ağrıya yol açabilir. Venöz yetmezlik gelişirse bacaklarda şişme oluşabilir. Varisli damarda tromboflebit oluşursa bacakta ağrı ve kızarıklığa sebep olur.

Bacakta bulunan toplardamarlar 2 adettir. Bunlardan biri kasların içinde olan ve bacaktaki kirli kanı kalbe taşıyan ana damardır. Bu damarda görülen varise iç varis (deep venous insufficiency) denir. Damarlardaki kanın kalbe geri akışını destekleyen kapakçıkların görevlerini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan bu rahatsızlıkta derin damarlar pıhtıyla dolar. 2000 yılında tıp literatürüne girmiştir ve o döneme kadar tedavi edilemeyen kronik bir varis hastalığıdır. Derin venöz yetmezlik olarak da bilinen bu durum diğer varislere göre daha tehlikelidir. Tanısı uzman hekimler tarafından damar görüntüleme ve doppler ultrasonografi olarak bilinen yüksek ses dalgalarını kullanan tıbbi bir görüntüleme tekniği ile konmaktadır.

Varis Belirtileri:

Bilekte ödem görülmesi çok sık karşılaşılan bir belirtidir. Bazı hastalarda cilt komplikasyonları görülmektedir. Bu belirtiler bazı hastalarda hafif egzama olarak görülürken bazı hastalarda ciddi ülserleşmeler görülebilmektedir. Ciltte görülen değişimlerden biri de kahverengi lekelerdir. Kasın pompalama mekanizmasında bozulma olması sonucu artan damar basıncının kırmızı kan hücrelerini kılcal damarlardan dışarı itmesi ve burdaki hemoglobinin bozularak hemosiderine dönüşmesi sonucu bu durum görülür. Daha ileri bir evrede lipodermatoskleroz görülür. Ciltte sertleşme olur. Bacağın getr bölgesini etkiler ve bacakta ülserleşmeye sebep olabilir. Ciltte kasılma görülür ve bilek daha dar olur. Bacakta şampanya şişesi görünümü oluşur.

Varis Tedavisi:

İç varis tedavisinin temel amacı kişinin hayatını daha rahat bir şekilde devam ettirmesini sağlamaktır. Hastalığın kesin ve kalıcı tedavisi öncelikle hastalığın nedeninin kesin olarak belirlenmesine bağlıdır. Eğer hastalık yüzeysel toplardamar kapak rahatsızlığından kaynaklı ise bu damarlar ortadan kaldırılarak tedavi edilebilir. Yüzeysel damar rahatsızlığına en çok sebep olan toplardamar safen toplardamardır.

Safen toplar damarın kapakçıkları bozulduğunda kalple ayak bileği arasında bulunan kan bacaklarda ve ayak bileğinde birikir. Biriken kan dokularda hasar oluşturur. Varise benzese de varisten daha ağır bir durum oluşturur. Bu durumda kapakları bozuk olan kanın aşağı doğru gitmesini engelleyen damarın ortadan kaldırılması gerekir. Bu şekilde kan sağlıklı damarlardan yukarı doğru ulaşır ve ayaklarda birikme yapmaz.

İç variste ameliyat yapılsa da yapılmasa da hastaların neredeyse tamamında elastik kompresyon tedavisi uygulanır. Bu tedavide bacaklar varis çorabı gibi dışardan bası sağlayan elastik bandajlarla sarılır ve böylece toplardamar dışardan desteklenir.

Bunun dışında varis hastalığı olan kişiler bacaklarını yükseğe kaldırmalı, oturmak veya düz yatmak yerine yatarken dizlerin hafif kırılarak kalp düzeyine kaldırılması bacaktaki şişliğin azalmasını destekler. Ayakta durmak veya oturmak yerine yürümek ve otururken ayakları hareket ettirmek kanın ayakta birikmesini engeller.

Randevu Alın

Hızlı ve Kolayca Randevu Alın

İletişim 0212 291 11 11
ArabicEnglishGermanRussianSpanishTurkish